Etiketler

8 Ağustos 2011 Pazartesi

to live is to die

Kelimeler gelir dilinin ucuna.. kisa kisa boyle.. hic bir zaman bir cumle olusturamazlar.. anlamlari cok buyuktur, tek baslarina.. ikisini yanyana koysan, bir boka benzemezler..
Kimseye anlatamazsin ne oldugunu, ne soyledigini, ne yazdigini.. tekrar etmek istersin en onemli, en hislileri arasindan bazilarini.. hayal ettigin suratinda kanla kazinmistir o kelimeler sanirsin.. oyle bir ifade vardir ki suratinda, kelimeyi soylememe gerek bile yok dersin.. butun siddetiyle gozlerinden fiskiriyordur aslinda cumleler.. ama yine olmaz, ettigin tek kelimeyi bile kimse, ama kimse anlamaz..

Kontagi cevirdigin an mumcu'nun yanina gitmek istersin.. olmayacagini bildigin seyleri umut etmek daha ... guzel degil.. aci.. niye yapiyoruz ki aciysa? Cekici... evet bu olmali.. olmayacagini adin gibi bildigin seyleri umit etmek daha cekici gelmistir hep...

mumcu gelince akla, bazilarimiz, hayatta ne yaptiklarini sorgulamaya baslarlar.. onun yanina gitmek istediklerini bilirler, ama layik da gormezler kendilerini, en ufak bir siyasal fikre kapilmadan, kiyisindan bile gecmeden, sapina kadar bireysel ihtiraslarla.. adam memleket davasina goz gore gore canini vermistir, onun kadar asil olmak umrunda degildir o an.. sadece tirnagi kadar da olsa bir amacin olsun istersin.. elinden, parmaklarinin islak arasindan kayip giden koca bir hayata bakarsin..
insanlik tarihinin en eski, en cok tasak konusu olmus ama yet en tasakli sorusuyla karsi karsiya kakmissindir. Neden varim? ve bizati icinde oldugun halde tek cevap veremedigin sorudur bu.. daha buyuk bir soru yoktur... uzayda hayat var mi? ne bileyim amina koyayim, uzayda olsam bilirdim, ama degilim... ve ama, bu benim, nedenini bilmedigim hayat benim.. ama tek basit bir sorunun cevabini bile veremem yine de..

Saatlerce, aylarca dusun istersen, bulabilecegin daha gecerli tek bir cevap olursa tum dinlerin bahsettiginden daha fazla.... ne istersen ondan vaad ediyorum sana.. yasamak, olmekten baska, olmekten cok, ne icindir?
istersen yaptigin her hareketin, her secimin senin ozgur tercihin oldugunu ve bir amaca hizmet ettigini, bir sonuca ulastirdigini iddia eden bireyselci pencereden bak; istersen elinde olan vr yasadigin herseyin baska bir guce ait oldugunu ve onun tarafindan verildigini iddia eden dinsel pencereden... sonuc, olumdur.. istersen bir krematoryumun sicakliginda, istersen tum ciplakliginla beyaz bir kumasin arasinda, farketmez, dupeduz olumdur.. hic bana carpe diem masallari okumayin.. yaptiginiz her seyin, yasadiginiz her gunun sizi daha da yaklastirdigi seyi, nihai amac olarak kabullenmek zorundasiniz..

ey hayatin her lezzetini tatmak isteyen ateist.. belki de tassak gectigin o kaderci dinsel senden daha yakin gercege.. aci dimi sunu okumak bile..
Bosver.. eninde sonunda, hepi topu yapabilecegin en anlamli sey, su satirlarin ardindan son izmaritini biraktigin salincaktaki kuller olacaktir..

cok sevdigin ve nefret ettigin bir semtte, cok sevdigin ve nefret ettigin bir parkta, cok sevdigin ama nefret ettigin bir dizinin, cok sevdigin ama nefret ettigin muzigi calarken.. cok dinlemek isteyip her caldiginda daha cok nefret ederken...



bisey dicem,
siktiret
Published with Blogger-droid v1.7.4

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder