Etiketler

20 Ekim 2011 Perşembe

hadi şimdi biraz kürt keselim...

Var mı çözüm önerisi dinlemek isteyen?



Öncelikle sen daha demokratik bir devlet yapılanmasına gideceksin. Anayasa'da değiştirmen gereken ne varsa oturur tartışırsın. İlk üç maddenin hukuki olarak değiştirilemez bir yapısı yok, bu anca artistik cümleler sarfetmek isteyen hukuk profesörleri tarafından üniversite anfilerinde zırvalanır. Dördüncü madde açıktır, der ki ilk üç madde değiştirilemez. Mantık da açıktır, basittir, dördüncü maddenin herhangi bir koruyucusu yoktur. Bu kadar basit bu iş. Ha değiştirilsin falan demiyorum, ancak daha demokratik bir toplum olma niyetimiz varsa (ki sizlerin bir çoğunun öyle bir niyeti yok biliyorum) bunların değiştirilebileceğini konuşmamız gerekir. Pratikte bir kazanım sağlamamıza vesile olacak bir değişim çıkmaz, değştirilmez. Bunu konuşabilme özgürlüğü, değiştirilme zorunluluğu getirmez.



Ulus Millet kavramını o laflarına çok bayılıdığımız ota boka alet etmeyi sevdiğimiz Atatürk'ün vizyonu çerçevesinde yeniden çizmemiz gerek. Türk Milleti, ırk olarak, genetik olarak Türk olanlardan ibaret değildir artık. Kavram/kelime tartışmasına girmemize gerek yok; ne demek istediğimi anlayan gayet anlar. Türkiye Cumhuriyeti, Anayasal düzeyde bu topraklarda bir çok ırkın / azınlığın varlığını kabul etmek, onların ülkenin bütünlüğüne zarar vermeyecek ölçüde haklarını teslim etmelidir, etmekle yükümlüdür. PKK'yı bitirme yolu buradan başlar. Sen adamları kendine aynı seviyeye çıkartırsan, PKK'nın bu insanları kışkırtacak bir kozu kalmayacaktır. PKK'yı bitirmek istiyorsan, bu şarttır. Topla tüfekle anca Red Alert oynar durursunuz.



Her azınlığa, asgari seviyede kültür mirasını koruma özgürlüğünü vermek zorundasınız. Devletin "dürüst" denetçileri gider, bölgede araştırma yapar, talep gelirse o bölgedeki eğitim kurumlarında yabancı dil statüsünde bölgedeki insanların dili de öğretilir. Adamın gramer kurallarını bilmediği bir dille konuşmasının bir anlamı yok, devlet bu desteği vermeli. Vodafone 1usta1000usta diyor da "edirneli tahta yapan amcalar"a bu kültür yok oluyor diye üzülüyoruz, br dilin yok olması ne demek? Bugün lazca, kürtçe, zart zurt ne varsa, bunların devlet eliyle doğru düzgün öğretilmesinden daha güzel ne olabilir?

Dil konusuna gelince hemen Devletin Resmi Dili muhabbeti geçecektir. O Türkçe kalacak arkadaş. Bunun değişmesindeki yansımalar çok başka yöne gider. En basit örneği, günlük hayatta karmaşa başlar. Bugün Finlandiya'da iki resmi dil var ve tüm resmi tabelalar, sokak isimleri, devlet kurumları iki dilde ve tam anlamıyla götüme benziyor bu uygulama. Zaten sen adam kendi kültürünü kendi içerisinde özgürce yaşama hakkı verdiğin zaman, adam nüfus müdürlüğüne gittiğinde türkçe form doldurmaktan gocunmayacaktır. Bir ırkı komple kansız olmakla suçlayacak kadar boş beleş bir adam değilsen bunun farkındasın...



Bunları yapmamaya direnirkenki ikiyüzlülüğümze ne kadar katlanacağız? Merak ediyorum gerçekten..

Almanya'da yaşayan Türkler'e Almanca bilme zorunluluğu getiriliyor diye kıyameti kopartıyoruz, ki adamların bunu istemesinden daha doğal bir şey olamaz; ancak burada Kürtlerin Kürtçe öğrenmesinden, devlet eliyle, inanılmaz çekiniyoruz. Sokakta anlamadığımız bir dilde konuşulduğunda rahatsız oluyormuşuz, bunu diyenler var yahu..

Ulan Köln'de de senin soydaşlarını şişlesinler o zaman, ondan niye kimse rahatsız olmuyor? Hemen " biz terörist miyiz?".... eh.. sen bütün Kürt Milleti'ni terörist olarak görüyorsan yapacak bir şey yok.. BDP'ye oy vermişlermişmiş.. BDP'den ben de tiksiniyorum, çözüm niyeti olmayan iki yüzlü piyonlar oldukları için.. de... bu adamlar, bütün kabinesi eski sağ-milliyetçilerden oluşan AKP'ye oy bastılar inandıklarında.. Bir kere verdiler, baktı AKP fos, geriye tek bir tercih kaldı yine. Şekil de olsa, yalan da olsa, safsata da olsa bu adamların varlığını kabul eden ve bunu dile getirebilen, sorunlarıyla ilgilenen tek parti BDP olduğundan olabilir mi?

Kaldı ki sen bu adamları, askerde tuvalet eğitimi verdirtecek kadar cahil ve imkansız bırakmışsın. Adam BDP'ye sarılmayacak da ne yapacak? varlığı yokluğu belli olmayacan CHP'ye mi verecek? Vampir parti MHP'ye mi verecek? Kime oy vermesini istiyorsun bu adamın? Adam ezilmişliğine çare olabilecekmiş gibi görebildiği tek partiye gidiyor, bu cehalette, son derece doğal bir sonuç bu.

AKP'ye oy verene "kafasına kuş sıçan millet.." diyerek salak cahil diyip geçebiliyorsun da, tamamen aynı şekilde kendine ilaç olduğunu sandığı halde zarar veren BDP'ye oy veren Kürtler'e neden hemen kansız terörist ibne giydiriyorsun?



Mecbursun kardeşim. Sen Atatürk'ten miras aldıysan bu ülkeyi, demokratik bir yapı kurmaya mecbursun. Demokrasinin ne olduğunu bilmeyen açık/gizli faşistler benim ne dediğimi, demokrasiden ne kastettiğimi anlamıyorlar, anlamasınlar, onlara ne yazsam boş zaten. Ama sen, ülkendeki "bütün halklara" insanlığın bir gereği olarak kültürel miraslarını yaşatma hakkı vermek zorundasın. Sen vermezsen bunu, elde edebileceğini iddia eden birileri çıkar, bu insanları sömürür, sana kan kusturur, ülkenin ağzına sıçar. Bu akşam da Siirt'te bir çatışma olmuş yanılmıyorsam..

Merak ediyorum bu kana susamış çevreler, bu işin ardı arkası kesilmezse ne yapacaklar..

Kandile girdin.. zap'a girdin.. Kara harekatını başlattın, 50km girdin içeri, 100km.. 1. orduyu yıktın kuzey ırak'a.. ama yok.. adamlar pusu kurmaya saldırmaya devam ediyor.. canlarına kıyıyor.. ne yapacaksın? apoya işkence önerileri varmış bazı arkadaşların... her saldırıdan sonra götüne bir kibrit mi sokacaksın adamın? ne geçecek eline?

Devletin başı çıkmış bugün, kendim haberi izleyene kadar inanmamıştım, "intikam" lafını etmiş ya..

Ulan maç mı yapıyoruz burada? İntikam alınacakmış.. Sen benim evladımı öldürdün, ben de seninkini öldüreceğim, bu esnada daha fazla evladım da ölecek.. Böyle böyle çözeceğim mi? ne lan bu? koskoca Cumhurbaşkanı çıkmış intikam diyor.. Misliyle alacağız acısını diyor...



Ne yapmamızdan çok ne yapmamamıza kaydım farkındayım ama.. yanlışlardan vazgeçmeye başladığımız gün zaten doğrular olmaya başlayacaktır..



Özerklik.. Bunun ne olduğunu bilmiyoruz biz milletçe, o yüzden bunun konusuna değinmiyorum bile. Ama azıcık dogmalardan uzak kendini geliştirmek isteyen varsa özerklik nedir, DÜnyadaki uygulamaları nasıldır biraz araştırsın, ondan sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğüne nasıl bir tehdit oluşturabilir (mi?), orasını konuşabiliriz. Şu an bunun için erken.

bağımsız Kürdistan? varsa yiyen, bu isteğin meşruluğu, ahlakı vs ile ilgili tartışabiliriz.. ancak anlamamız gereken, Kürt halkının da, esasen yönetici PKK kadrosunun da böyle bir isteği olmadığıdır. öyle devlet olup yürümek, vakıf kurmaya benzemez. bağımsızlık göt ister. Al sana kosova.. ne güzel bağımsızlar değil mi?





Hee, bununla beraber.. PKK ile savaşmayacak mısın? elbette savaşacaksın. Şimdiki gibi hayalete karşı savaşıyor olmayacaksın üstelik. artık sana daha çok sahip çıkan bir Kürt halkı olacak arkanda. Sen o adamın kültürünü güvence altına aldıktan sonra hala daha PKK ile hareket eden varsa, keseceksin cezanı. Senin canını öldürmeye kimsenin hakkı yok. Buna karşı çıkan da yok..

Sen bu adama insani yaşam şartları sağladığın zaman salak değil ki boş işler peşinde koşsun.. (he Kürttün kansızdır salaktır diyorsan.. boşuna okudun, hemen sağ üstteki çarpıya sol click..)

Efendim uyuşturucu silah kaçakçılığı onların elindeymiş. Ya sen bugün adamın elinde olanla, yarın sen doğruları yaptığında elinde olacağı ne kıyaslıyorsun? istanbul'da safkan Türk olup pis işlere bulaşan adam mı yok? pisliğin ırkı mı olur? (var diyorsun değil mi?... sol click...)





çok kolay bu işin çözümü çok... o kadar kolay ki belki de bu yüzden inanmıyor kimse çözülebileceğine... cahil olmak için eğitildi bu toplum.. ve görevini yerine getiriyor..

şunları ben bir forumda insanlarla konuşurken iki dakika daha düşünüp genişleterek yazdım... niyeti olan bir "kitle" bunu oturur adam akıllı masaya yatırır, mis gibi çözümünü üretir..

ve kusura bakmayın.. bunun yolu, Kürt Halkıyla da, BDP ile de PKK ile de masaya oturmaktan geçer.. öyle devlet teröristle ne görüşecekmiş falan gibi deli saçması tavırlarla olmaz.. adamın "resmi olarak" sana neden saldırdığını bile bilmiyorsun.. neden sorusunu sormamışsın ki, cevap verebilesin, haklılığını ortaya koyabilesin, çözüm üretebilesin.. kendi kendine cevaplar verip bir hayalet ordu ile savaşmaya devam ediyorsun..



hadi şimdi biraz kürt keselim...

22 Eylül 2011 Perşembe

Day I

Akşam artık dayanamadım ve bir hekime gitme kararı aldım.
Soğuk algınlığı ile viral arasında bir tahmin yapmak üzereydim ki, ikisi de tutmadı.

Yoğun sigara kullanımının zemin hazırladığı ve son vuruşun bir enfeksiyonla yapıldığı, ASYE.. Hayırlısı olsun.. Kar yağarken camın önünde çıplak yattığım ve hiç hasta olmadığın 5 senenin üzerine, son 3 senede 2. defa ağır bir solunum yolu enfeksiyonu geçiriyorum. Hayırlı olsun..

Dolmuş bir boğaz ve tıkalı bir burnun üzerinde dolaşan ağır öksürükler.
Doktorun sigarayı mümkün olduğunca içme, ciğerlerin çok yorulmuş tavsiyesine uyamama ve yoğun öksürük nöbetleri.
Yıllar sonra ilk defa öksürürken kan gelmesi ve akabinde daha da uzun yıllar sonra burun kılcal damarlarında çatlama diye tahmin ettiğimiz türden kanama. Uzun süre durmayışını vücutta gezmekte olan yoğun miktardaki cafein, parasetamol, ibuprofen, ergetamine, bira ve etken maddesini unuttuğum antibiyotiğe bağlıyorum. Ha bir de asetilsistein geziyor damarlarda ama benim buna tepkim amk yine asprin kakalandık şeklinde oldu.

Bunun yanında daha az önce bir bardağı şangırtılarla yere indirmeyi başardım. Ya ayılık katsayım artmış da derim kalınlaşmış, ya da alkolden ben keskin olmayan çam parçalarını sivri zannetmeye başlamışım. Neyse kırık parçaları topladım sonunda, yani sanırım, yani heralde toplamışımdır.

Ağrılar sırt ve göğüs bölgesinde yoğunlaşmış durumda, bununla beraber sürekli bir terleme ve şimdiye kadar dayanılmakta başarılı olunmuş klima açma isteği mevcut. Burnun iki deliğinin birden tıkanması ve öğle saatlerinden itibaren boğazın da şişmesiyle nefes almakta zorluklar gözleniyor. Hakkaten çok bela birşeymiş nefes darlığı.. Sikerim lan ne alcam nefes diye inatlaşmaya başlıyorsunuz bir süre sonra, o daha beter oluyor.

Bu arada öğle saatlerinden sonra dayanılmaz hale gelen sırt ağrılarına extra cafein, ergotamine, parasetamol ve ibuprofen ile destek çalışması yaptık, şu an en azından ağrıdan gözlerim dolmuyor. Elbette malt sularının da etkisini es geçmemek lazım.

Fazla artislik yapmanın lüzumu yokmuş demek ki..
Neyse, en azından artık 4 aylık geleneğe bir son verebildim dün gece, zor olsa da.. Klimayı kapattım yatmadan önce..
Ölecek miyim, kalacak mıyım? hep beraber göreceğiz.

5 Eylül 2011 Pazartesi

Türkiyede spor, istikrar

istikrar... nefret ettirdi beni bu kelimeden çakma liboş akepeciler.. ama yeri geldiğinde olması gereken bir şey..
türklerde hiiiç olmayan bir şey..
hiç bir sistemimiz yok, ne futbolda, ne basketbolda ne de başka bir şeyde... spor odaklı konuşalım..
GAZ'la yürüyoruz biz.. twitterda dediğim gibi en büyük örneği Fatih Terim gibi bir adamın CVsi..
3 defa Galatasaray, 2 defa Milli Takım.. Galatasaraylı olduğumu belirterek başlayayım, asla bir futbol taktisyenliği olmayan adam, bu kadar yere verdiği gazın etkisi ile geliyor. başka bir cacık yok..

peki türk takımları, özellikle milli takımların başarıları nasıl gerçekleşiyor?
(zaten işin sistematiğinde olan Efes Pilsen, bir dönem kaliteli olabilmiş Galatasaray dışında adam gibi başarımız da yok ya..)

2002 Dünya Kupası.. Galatasaray'ın dönemsel kalitesinin yanında, neredeyse ev sahibi olduğumuz bir turnuva... dünya üçüncülüğü..
sonraki avrupa şampiyonasında yokuz.. EURO 2004. Play-Off'ta elendiğimiz takım... Letonya..
2006 Dünya Kupasında yokuz, Play-Off'ta elendiğimiz takım, İsviçre..
EURO 2008'e katıldık, elemelerde Yunanistan'ın 7 puan gerisinde kalıp.. hepimizin kalp krizi geçirdiği maçlarda hep son dakika hamleleriyle yarı finale geldik.. ilk defa güzel top oynadık ama rakip Almanya'ydı. bir tane başarımız var 2002'den sonra.. o da bu maçı iyi oynayıp 3-2 kaybetmek..

unutmayın ki.. EURO2008 elemelerine güç bela katılırken, açılışta Yunanistan gibi gol yemeyen bir takıma 4 atmıştık Atina'da.. işte size gaz!


2010 Dünya Kupasına gidemedik.. İspanya'nın 15, Bosna'nın 4puan gerisinde grubu 3. tamamlayarak.. estonya'yla belcika'yla berabere kalmalar... biz ispanya'ya her maçta 1 farklı kaybedelim.. estonya 3 fark yesin iki maçta da.. ama sen o estonya'yı yeneme..işte bu sistemsizlik, İspanya'ya karşı gaz direniyor, ama Estonya'ya fıs yok...


basketbola gelelim.. daha sistemli göründüğümüz..

99 Eurobasket Fransa..
İtalya - Hırvatistan - Bosna grubunda birincilik.. italya'ya "averaj" farkyıla.. güzel.
ikinci grupta litvanya italya arkasında üçüncülük.. sonra fransa'ya 66-63 çeyrek final kaybı.. olabilir. devam edelim.
2001 avrupa şampiyonası.. Türkiye'de!
İspanya Litvanya Slovenya grubunda birincilik.. Şukela!
da... İspanya'yı yendin.. Litvanya'yı yendin... Neden puan tablosunda W2 L1 görünüyor.. öyle ya.. grup sonuncusu Slovenya'dan 20 yedin.. İspanya'nın 20 attığı Slovenya'dan....
GAZ yoktu çünkü o maçta...
Çevrek finalde Hırvatistan'ı, Yarı Final'de Almanya'yı yendin...
Fİnalde Yugoslavya'ya hakemler verdi kupayı.. avrupa basketbolunda yugoları yenmek zordur..
tebrik kıyamet tabii ki..

2002 Dünya Şampiyonası.. İkinci gruba çıktık, ama sonra arkasında kaldığımız takımlar.. Yugo, İspanya, Brezilya, Porto Riko.. Olabilir..

2003 avrupa şampiyonası.. ilk gruplar..
1. Yunanistan
2. Turkiye
3. hırvatistan
4. Ukrayna

Güzel.. devam..
ama ikinci turda.. sırbistan karadağ.. güm..

2005 avrupa şampiyonası..
litvanya
hırvatistan
türkiye
ukrayna

e hadi neyse.. playoff'ta almanya.. güm


2006 dünya şampiyonası..
brezilya'yı yen.. avustralya'yı yen.. litvanya'yı yen.. tek yneidliğin Yunanistan, son derece normal...
aaa.. şampiyona Japonya'da.. ;)

son 16'da Slovenya'yı geçtin, Arjantin'den 25 yemesen de yenilebilirsin... devam...

2007 Eurobasket İspanya..
Litvana'ya 69–86
Almanya'ya 79–49
Üçüncü olarak çıktın da..
ikinci gruplarda.. slovenya'dan fark ye.. İtalya'yla overtime'a git.. Almanya'dan fark ye..
400 sayı ye, 300 sayı at, ortalama -20 ile 5 maglubiyet ile sonuncu ol..

eurobasket 2009 çok güzel.. ikinci turda yunanistan'a overtime.. olabilir, güzel. işte bu başarı..


2010 Dünya Şampiyonası.. Türkiye'de!!
Porto Riko'yu yen, Yunanistan'ı 11 farklı yen.. Rusya'yı yen.. Çin ile Ivore zaten piyango..
ikinci turda fransa'ya 20 at!
slovenya'ya 30 at!
Sırbistan'ı geç yarı finalde..!
Fİnalde ABD yensin kimse sesini çıkartmadı..
Türkiye'deki şampiyona işte..

Şimdi..
İngiltere'de kastır, o onu yenerselere düş, Polonya'ya yenil..
yeterli değil mi örnekler??

bişey dicem. bizden sporcu ülkesi olmaz, boşuna ümitlenmeyin.
"yettiniz lan artıkın" diyerek maçlarda "comeback" yaşayan mahalle takımlarında büyüdük biz..



15 Ağustos 2011 Pazartesi

fenerasyon?


"kendilerini şüpheli gören takımlar varsa, onlar da avrupa kupalarından çekilebilirler. sorumluluk onlara aittir."

bu cümle, şike iddialarıyla itham edilen takımların avrupa maçlarıyla ilgili sorulan soruya, TÜRKİYE ÖZERK FUTBOL FEDERASYONU BAŞKANI 'nın cevabı.. bunu bir düşünelim mi? ne demek lan bu? Türk futbolunu sevk ve idareden sorumlu olan, özerk konumdaki TFF'nin başkanı bu cümleyi sarfetti..
Merak edenlere en baştan, evet Galatasaraylı'yım ve evet ben bireysel olarak fenerbahçenin küme düşürülmesini istiyorum. ben bireysel olarak isterim, herhangi bir sorumluluğum yok, istemekteki sebebim de fenerbahçe düşmanlığı değil, kendi yargı sistemim içerisinde aziz yıldırım'ın zaten şike yaptığına inanıyor olmam. bu soruşturma olsa da olmasa da buna inanıyor olmam.. ki sezonun son 7-8maçından itibaren söylediğim şey "bu kadar atıp tutup, sonra 2 defa elinde patlayan şeyi 3. defa kaldıramaz aziz, gücünün yettiği kadar etrafı sikip dağıtıp şampiyonluğu alacak" olmuştur. fenerbahçe buna muhtaçtı demiyorum, ama eşeğini sağlam kazığa bağlamak isteyecekti. medyada orda burda olan biten onlarca şey de söylemimde haklı olduğumu düşünmemi sağladı.

biraz baştan alalım merakınızı giderdiysem..
evet uzun olacak.. bir pazar sabahı aziz yıldırım göz altına alındı.. arkası pamuk ipliği gibi geldi. Galatasaray dışında tüm büyük takımların adı bir şekilde şike yapma teşebbüslerinin içinde geçti, ciddi şekilde ithamda kalan tek büyük kulüp fenerbahçe oldu, biraz da belki beşiktaş, ama ortada bir şey olmadığı iddia ediliyor, bu da ayrı konu.
Şimdi konu nereye geldi..
Aziz yıldırım ve şekip içerideler.. basının ve emniyetin aziz'e yaptığı yanlışları görmezden geliyor değilim, hele habertürk isimli neidüğü belimsiz kuruluşun "ilk biz yayınladık amuğagoyim" diye övündüğü o eşgal fotoğrafı.. ayıptır ulan.. hayır aziz yıldırım Türk futboluna hizmet etmiş rererörrö kişilik olduğundan değil ki bence futbola, spora da bir hizmeti yoktur, o da bir insan olduğu için. stadda bıkmadan usanmadan anasına küfrettiğim insan, bundan sonra da görevde kalırsa küfretmeye devam edeceğim insan, insandır, böyle bir muamele kimseye yapılmaz, kaldı ki şike yaptığı iddia edilen bir kulüp başkanına yapılsın. sağlık durumuna gelelim.. evet, bu bir aldatmaca olabilir, hiçbirşeyi olmadığı halde doktorlardan kötü durumda raporu olabilir, ancak medyaya yansıdığı kadarıyla, doktorlardan bu raporlar alınmıştır, bu durumda yargıya düşen, bu kişiyi tutuksuz (ama ülkeyi/şehri terketme yasaklarıyla beraber) yargılamaktır. %1 ihtimal bu sağlık durumu gerçekse ve bu adama hastanede bir şey olursa, bunun sorumluluğunu kim verecek? Formamı giydiğim tribünümde anasına avradına söverim, ama ölmesinden mutluluk duyacak kadar aşağılık değilim.

benim derdim ne? ben TFFden benim gibi duygusal bakarak karar almasını istemiyorum.. spor camiasında aziz yıldırım'ın yediği haltlar haber olarka bugünden önce de ayyuka çıkmış durumdaydı.söylemleri, bazı maçların gidişatları vs bir sürü şey insanın buna inanmasına sebep oluyordu, ancak bunlar elbette bir kanıt değil sadece içgüdüden ibarettir. o nedenle, ben küme düşmesini istesem de, tff'nin fenerbahçe'yi küme düşürmesini beklemiyorum, talep de etmiyorum. ancak yapması gerekeni de yapmamaktadır, sorun burada.

Fenerbahçe ile ilgili iddialar çıktığından beri tff başkanı çıkıp bir kere sert bir söylem kullandı mı? hayır, var mı hatırlayan? yok.. kullanmak zorunda mı? asarız keserz fenerbahçe falan dinlemeyiz demek zorunda mı? hayır. bekliyip göreceğiz demesi yeterli evet. ama aynı konu Galatasaray için söz konusu olduğunda ki, şike soruşturmasıyla bağdaştıran basından başkası değildi, adam çıktı asarız keseriz kupayı da alırız (gerekirse) dedi.. ne kadar fanatik fenerbahçeli olduğu bilinen bir tff başkanı, böyle bir ikilemde kalırsa, ne düşünmeliyim ben? nasıl güvenmeliyim?

mehmet baransu.. taraf gazetesi yazarı.. tarafla ilgili düşüncelerimi bugüne kadar yazdıklarımdan az buçuk çıkartanlar vardır, yoksa da problem değil, özetle hazzetmem, ileride detaylıca değinirim konusu gelince. ancak, bunları elde etmesi de çok yanlış olmakla birlikte, bu adam çıkıp televizyonda belli belgelerin içeriklerini açıklıyor ve bu içerikler de ayan beyan fenerbahçe'nin küme düşmesini gerektirecek suçların, tespit edildiğine işaret eden cinsten..
şimdi bunlar tffye verilmedi mi? bu 26 klasör delilin/evrağın arasında bunlar yok mu? burada tffnin yapması gereken çıkıp paşa paşa bizim elimizde bunlar var ve bunlar da küme düşürmeye "delil" teşkil edecek türden evraklar ya da değiller demek. sen burada yargılama merciisin, o nedenle de yargı kararını, delillerin tamamının açıklanmasını bekliyoruz diyemezsin. yarın yargı suçu sabit bulursa, gizlilik kalkmıştır zaten, dersen ki bana bunlar verildi, o zaman anlarız sana verilende şike bulgusu var mı yok mu? yoksa, kimse seni suçlayamaz zaten.

yoooh.. çıkıp kem küm saçma sapan laflar ediyor? neden?
sen, özerk bir federasyonsun, elinde yetkiler olan bir kurumsun. sana bu özerk yetki, adli hukuk kadar uzun süren süreçleri beklemeden eline gelen evraklara göre kendi yargılamanı/cezalandırmanı uygulaman için veriliyor.. eline gelen 26 klasör dolusu evrakta herhangi bir takımın yaptığı bir uygunsuzluk varsa bunu gördüğün gibi yargılama sürecini beklemeden takıma gereken cezayı vermen için veriliyor..
peki bu evraklarda hiç bir şey yoksa.. sen neden bu adamları pfdk'ya sevkediyorsun? varsa zaten küme düşüreceksin anladık, yok demek ki, o zaman neden pfdk? neden "yargıyı bekliyorum" açıklaması. evet şike var, ama evrensel insan haklarına saygı duyuyoruz ve suçun sabit görülmesini bekliyoruz. senin dedin budur.. amına koyim o zaman senin ben..

parantez atalım.. ergenekon safsatasını becermiş ve başarmış bir iktidarın, tek derdinin futbolu temizlemek falan olduğuna inanmıyorum kesinlikle. aziz'in başka işlerde de büyük olduğu aşikar ve onu bitirmek için de böyle bir işe girişmişler muhtemelen. ancak bu beni bir sporsever olarak ilgilendirmiyor.. mehmet baransu'nun eline geçmemeliydi o evraklar evet, ama geçti ve artık ayyuka çıktı içeriği.. so fucking what? bulsunlar Galatasarayım'la ilgili bir şey, ben çıkarım Beyoğlu'nda bu sefer düşelim diye bağırırım.. nalgagate olduğunda Galatasaray taraftarının söylemi neydi unutmayın. kulubü sembolik de olsa kupa iadesine zorlayan beşiktaş tarafartının söylemi neydi, unutmayın. malesef azizin yarattığı kesim fenerbahçe taraftarı böyle değil..

devam edelim tffnin yediği boklara..
çok pis vahim olanı, yazının başında değindiğim..
avrupa'daki maçları ne olacak diye soruyorlar adama.. kendini sorumlu hisseden varsa çekilsin diyor.. ne demek bu allah aşkına? nedir bu cümlenin anlamı, birinin bana açıklamasını istiyorum.. sen ne işe yarıyorsun? ben ne bileyim diyor adam resmen...

savunma hakları yokmuş henüz..
sen adli yargı mısın? kutsal savunma hakkından sana ne? sen savunulacak bir şey mi gördün ki evraklarda, neden savunmalarını dinlemek istiyorsun? senin özerk bir yapı olman bunun için işte.. adli yargı gibi işlemek zorunda olmaman için var.. yoksa sen neden özerksin amk? neden varsın? biri verir savcılığa, savcı şike yapmıştır der, sonra düşürür spor mahkemesi.. sen ne sikime oturuyorsun o koltukta? ve yine takılıyorum.. sen neden savunmalarını dinlemek istiyorsun? nefsi müdafaa savunması mı yapacaklar? haklı bir takım gerekçeler mi gösterecekler? sen bu kutsal savunma hakkını dinleyip ne yapacaksın? "suçsuzum" derse, kanıtlayamıyorum deyip bırakacak mısın? bu mudur? o zaman yine, sen neden varsın amk?

tiksindim yemin ediyorum tiksindim...
algısı filtreli, aziz yıldırımın yarattığı taraftar kitlesi. okuduğunuzu anlamadıysanız siktirin gidin, umrumda değilsiniz. ben fenerbahçe küme düşürülmeliydi diye bir şey demedim.. ama bu tutarsızlıklar ne? bu evraklar neyin nesi? sen neden savunma istiyorsun? neden avrupadan çekilsin isteyen gibi anlamsız laflar ediyorsun? neden bu adamları pfdk'ya sevkediyorsun? hak mahrumiyeti mi vereceksin? neden? ne suç işlediler bu ceza için?

seneye mahkeme sonuçlanmazsa ki muhtemeldir zira işin içinde silahlı suç örgütü kurmak vs gibi çok başka şeyler var, ve fenerbahçe yine şampiyon olursa.. sonra mahkeme suçları sabit bulursa ne yapacaksın? bunu gözeterek küme düşür demiyorum, bu dediğimin tersi de mümkün.. ancak bu dediğim senaryoya ait planın ne? hani sorumluluğu olmayan biri gibi düşünemiyorsun ya, türk futbolunu da düşünüyorsun ya (ki aldığın karara bunu gerekçe olarak göstermen resmen beceriksizce evet bu suç vardır ama ben böyle bir şeyden türkiyenin en büyük kulüplerinden birini, en büyük şirketlerinden birini yerle bir edemem demektir); bu dediğim senaryonun sonunu hiç düşündün mü? oynamaması gereken bir sezonda şampiyon olursa bu adamlar, her iki senede elde ettiği geliri alıp dağıtacak mısın?


TFF ne yapmalıydı..
Eminyetten 26 klasör evrak geldi.

1. Çıkacaktı "bu evraklar arasında şike yapıldığını "düşündürecek" hiç bir şey yoktur, aziz yıldırım ve fenerbahçe kulübüne dair hiç bir ciddi iddia/delil yoktur, yolumuza devam ediyoruz, konu bizim için kapanmıştır." diyecekti ve konu kapanacaktı.

2. Fenerbahçe kulübü başkanı ve yöneticileri şike yapmıştır, fenerbahçe bank asya birinci lige düşürülmüştür diyecekti.

bu işin grisi yok. bu kadar evran sana aşk mektubu olarak gönderilmedi.
varsa vardır içinde şike kanıtı, yoksa yoktur. ya yok diyip siktiredeceksin, ya var diyip sikeceksin. şu an yaptığın, var ama fenerliyim yapamam, var ama götüm yedi yapamam demekten öte bir şey değildir..

o anlardan birini yaşıyorum.. çoğu zaman tayyibe karşı hissettiğim..
sıkıştıracaksın kuytuda.. açacaksın kamerayı.. döve döve, söyleteksin gerçek niyetini düşüncesini.. konuş ulan diyeceksin, konuşacak..


bişey dicem,
bizden bir bok olmaz hacı. kimi ikna edebiliyorsun şimdi ligin temiz olduğuna, bir başlasın maçlar görelim..

9 Ağustos 2011 Salı

chrome eklentilerine göz atalım

he ya.. yine ciddi bişeyler dicem, şaşıranlar olacak..
bu yazının ilk parçası olan chrome apps'e öyle bir tepki aldım vesselam. neymiş çok ciddiymiş falan beklemiyormuş benden böyle bir şey. iyi alıştın tabii taşşak oğlanı yapmaya.

evet chill'den beklediğim mail geldi, ben de bu esnada tahmin ettiğin üzere boş durdum, bir tane bile uygulama incelemedim kendi çapımda. şimdi onun önerdikleri arasıdan bakıp bıkbık edicem..

ilk incelenecek tweetdeck oldu.. malum, twitter biraz da sosyal kaygılarla internet kullanan herkesin hayatında internetin anlamdaşı olmuş durumda. itiraf etmeliyim ki twitter'ın son bir iki gün içerisinde büründüğü halden çok rahatsız olmuş durumdayım. bakın reklam almalarına hiçbirşey demiyorum, elbette yaşamak için bunu yapmaları lazım ve çoğu yerden beklenmeyecek bir hassasiyetle de bunu kapat seçeneğinin yanına neden kapatıyosun ağbi seçeneği koymuşlar. haberin olduğu framein dışını tamamen reklam kaplayan iğrenç tasarımlı bir ntvmsnbc'den sonra gerçekten çok iyi.
ama mouse'un gezintisinin interaktif hale gelmesi çok kötü oldu.. hani winxp ilk çıktığında single-click mode vardı ya, üzerine gelince tek tıklamış gibi yapardı, son alt köşede zenci bir abimizin tazecik bir sarışın milf'e babafingo yaptığı görünür, anamız ablamız varken mouseu kullanmakta bile tedirgin olurduk. o günlere döndüm resmen.. adamın tvitini okuyorum, replya giderken haliyle yfrom mrog bi linkin üzerinden geçiyorum, buyur burdan yak.. yani şunu düşünemeyen developer, tam tabiriyle siktirsingitsin.
neyse işi twitter incelemesine çevirmeyelim.. tweetdeck bugün sanırım en popüler 3rd party twitter geliştiricisi, 3rd partyliği gitti mi noldu bişiler gördüm ama iplemedim duyarsızım.
indireceğiniz uygulama ile chrome sekmelerinden bir tanesi kendi başına bir tweetdeck uygulaması oluyor. ilk kez tweetdeck deneyen biri olarak bana açıkçası biraz garip geldi. tvitin üstüne tıkladığımda onunla ilgili bişeyler yazmasını bekledim, hiçbir şey olmadı. vallahi beğenmedim açık konuşayım. (geleceğe dönüş: ben bu kısmı bitirmişken outlook mail uyarısı gibi sağ alt köşeden bana gelen bir mention konusunda uyarı geldi, işte bunu sevdim. bir de sevip de söylemeyi unuttuğum, chrome'un sağ click menüsüne kendisini yerleştirmesi. share link with tweetdeck. perfect! iyice tembelleşelim amını yidiğim..)

basitçe bir iki extension arka arkaya söyleyelim; youtube search, imdb search, ekşisözlük search.. hiç extension kurmayan chrome kullanıcıları için tarif edelim, sağ taraftaki ingiliz anahtarı (olm londra ne güzel oldu lan ışıl ışıl) bölgesine ikonlar geliyor, tıklıyorsunuz ve açılıyor. wikipedia için olanı da var, hazıra konduğum nasıl belli, chill söylemedi ben kendi kurduğumu unuttum.
neyse, bunlar benim gibi chrome'un adres çubuğunu search olarak kullanan ve ileri seviye arama yapmayı bilen (götüyle gülenlere 3dk'da bulamadıklarını 30sn'de nasıl bulduğumu gösteririm, o göt nereye kaçacağını şaşırır) biri için çok işlevsel gelmedi açıkçası. ben "beverly hills orgies imdb" yazıp zaten istediğimi bulabiliyorum anında, bunun için dört harf kısa yazmak yerine mouse ile bir şeye tıklamak daha zor geliyor. burada belki de IT geçmişinin biraz etkisi var, mümkün olduğunca herşey klavyeden çözülebilmeli, mouse az kullanılmalı felsefesi.. ne kadar sağlıklı olduğuna dair sayfalarca tartışılıp sonra sonuçsuz kalınacaktır. eğer benim gibi takırt çukurt bamgüm ilerleme takıntısı olmayan normal bir insan iseniz, oldukça işlevsel olduklarını söyleyebilirim. alın kurun tabii, söz kimseye söylemem arama yapmayı bilmediğinizi..
özellikle wiki benim hoşuma gitti, tıklayınca sadece bir search değil, today's featured article da açılıyor.


tıkla çevir.. işte bu oldukça güzel gibi.. yalnız ben aratınca right click and translate diye çıktı.. sanırım regional settingsden kaynaklı. iki şekilde de aratın derim. tıkladığınız linki yeni pencerede google translate'e çevirttirmek gibi çok çok kullanışlı bulmadığım bir özellik mevcut, benim için tek can alıcı yanı ve aslında iyi yaptığı, mouse ile taradığınız bir kelimeyi, yeni bir halt da açmadan minicik bir info popup'ı ile çevirmesi. bu işi gerçekten iyi yapmış, uninstall etmiyoruz. başarılı.

quick note.. şunu denediğime bile inanamıyorum ama, hadi bakalım diyip girişiyoruz.
benim için, artık winxp kullanan kaldıysa bir şey diyemem ama, Windows tuşuna basıp notep.. yazıp enter'a basmaktan daha kolay ve hızlı bir not defteri açma yöntemi yok. kimse için de olmaz, olamamalı. ama işin organize etme kısmında vardır bir farklılık diyerek deniyorum işte.
dk 1 gol 2.. extension değil, app olarak gelmiş, yani start page açmanız gerekiyor bir tane buna erişmek için.. burada ease of access'i biraz daha geliştirmeleri lazım.
işin organize notlar vsler tutma kısmı ise oldukça güzel. diigo servisleri üzerinde notlarınızı, ekran görüntülerinizi vs online olarak saklayabiliyorsunuz, ve yeni bir hesap açmanıza da gerek yok, google hesabınız ile oturum açabilirsiniz. organize notlar tutmak için güzel, ancak ben notepad ile devam edeceğim zira hayatı boyunca organize olamamayı tercih etmiş dağınık duğunuk bir herifim. tüm notlarım, beğendiklerim bir arada organize dursun ve ileride kurtarmaya çalışmaysyım gibi son derece mantıklı düşünceler içerisindeyseniz işinize yarar.

screenshot capture.. printscreen varken ne işe yarayacakki diyenler, eski kafalı bir windowsçunun yazısını okuduğunuzu hatırlayın.. ben bakıyorsam vardır bir sebebi.
bir clickle size 3 soru soruyor, seçip taramak istediğin alanı mı, web sayfasının görünen kısmını mı, scroll indirilmişçesine tamamını mı... son seçenek çok iyi olmuş, printscreen burada kötü çuvallıyordu. ayrıca görüntüyü aldıktan sonra oklar ekle falan filan gibi güzel sunum seçenekleri var.. benim gibi çokça aileye eşe dosta destek vermeniz gereken anlar olursa can kurtarabilir.. hızlıca halletsem de printscreen + mspaint her zaman yeterli gelmiyordu.. sorun çözülmüş gibi görünüyor. A+ 12 points.

q for later yine önceden de yapabildiğimiz birşeyi daha organize yapmak için geliştirilmiş bir uygualama.. işin sırrı bu zaten (will see this late rererörö) daha sonra bakmak istediğiniz bir sayfayı queue'ye alıyorsunuz, bu kadar basit. google hesabımla da çiftleşti, ama sonra neleri ben böyle sonra bakarım diye ertelemiştim diye düşündüm, nereden görücem bunları? biraz eblekçe kalmış bu kısmı.. evet bunu anlamak için app'i indirdim ki, qforlater.com'a girmek gerekiyormus. kullanışlı olabilir. düşünün ki freeones babe identification kısmında her dakka bir european babe ifşa oluyor. hepsine bir seferde bakmaya kalksak prostat iflas eder.. j for later =)

antiporn... bomba yapmaya meraklı bir psikopat da olsa, porno filmlerde gördüğü herşeyi herkesle yapabileceğini sanan bir abaza da olsa internetin hiç bir şekilde kısıtlanmaması fikrine sahibim, o yüzden bunu size anlatmıyorum amk. gidin başka yerden öğrenin..
özetle bir filtre-koruma programı. internet üzerinden kontrol ediliyor. http://antiporn.felsoft.com.au/ adresinden bir account ile "güvenliğinizi" sağlıyorsunuz.. ne varsa 10 yaşında diye bir çocuğun yarak görmesinde am görmesinde.. biri kendinde var, diğeri zaten 4 yıl sonrasından itibaren hayatının amacı olacak. adam olun siz eğitin doğurduğunuz piçleri..

dikkatimi çeken şey.. benim gibi tipler için konuşuyorum..
en başarılı bulunacaklar, aslında var olan bir işi biraz daha farklı açıdan ele alanlar...
telefonunda görünce şaşırdığı şeyi apple buldu sanan sivilceliler.. işte apple'ın başarısı burada.. var olan bir şeyi, daha farklı açıdan gösteriyor ve daha user-friendly hale getiriyor..
benim bunları ve başkalarını kendim incelemem uzun sürerdi. yardım eden türk gencine teşekkür ediyorum. şimdi 10 defa yazarsam adını viral kokacak buralar =)

bişey dicem
yorgunum lan.. hayatımda ilk defa yaz tatili çekiyor canım..

8 Ağustos 2011 Pazartesi

to live is to die

Kelimeler gelir dilinin ucuna.. kisa kisa boyle.. hic bir zaman bir cumle olusturamazlar.. anlamlari cok buyuktur, tek baslarina.. ikisini yanyana koysan, bir boka benzemezler..
Kimseye anlatamazsin ne oldugunu, ne soyledigini, ne yazdigini.. tekrar etmek istersin en onemli, en hislileri arasindan bazilarini.. hayal ettigin suratinda kanla kazinmistir o kelimeler sanirsin.. oyle bir ifade vardir ki suratinda, kelimeyi soylememe gerek bile yok dersin.. butun siddetiyle gozlerinden fiskiriyordur aslinda cumleler.. ama yine olmaz, ettigin tek kelimeyi bile kimse, ama kimse anlamaz..

Kontagi cevirdigin an mumcu'nun yanina gitmek istersin.. olmayacagini bildigin seyleri umut etmek daha ... guzel degil.. aci.. niye yapiyoruz ki aciysa? Cekici... evet bu olmali.. olmayacagini adin gibi bildigin seyleri umit etmek daha cekici gelmistir hep...

mumcu gelince akla, bazilarimiz, hayatta ne yaptiklarini sorgulamaya baslarlar.. onun yanina gitmek istediklerini bilirler, ama layik da gormezler kendilerini, en ufak bir siyasal fikre kapilmadan, kiyisindan bile gecmeden, sapina kadar bireysel ihtiraslarla.. adam memleket davasina goz gore gore canini vermistir, onun kadar asil olmak umrunda degildir o an.. sadece tirnagi kadar da olsa bir amacin olsun istersin.. elinden, parmaklarinin islak arasindan kayip giden koca bir hayata bakarsin..
insanlik tarihinin en eski, en cok tasak konusu olmus ama yet en tasakli sorusuyla karsi karsiya kakmissindir. Neden varim? ve bizati icinde oldugun halde tek cevap veremedigin sorudur bu.. daha buyuk bir soru yoktur... uzayda hayat var mi? ne bileyim amina koyayim, uzayda olsam bilirdim, ama degilim... ve ama, bu benim, nedenini bilmedigim hayat benim.. ama tek basit bir sorunun cevabini bile veremem yine de..

Saatlerce, aylarca dusun istersen, bulabilecegin daha gecerli tek bir cevap olursa tum dinlerin bahsettiginden daha fazla.... ne istersen ondan vaad ediyorum sana.. yasamak, olmekten baska, olmekten cok, ne icindir?
istersen yaptigin her hareketin, her secimin senin ozgur tercihin oldugunu ve bir amaca hizmet ettigini, bir sonuca ulastirdigini iddia eden bireyselci pencereden bak; istersen elinde olan vr yasadigin herseyin baska bir guce ait oldugunu ve onun tarafindan verildigini iddia eden dinsel pencereden... sonuc, olumdur.. istersen bir krematoryumun sicakliginda, istersen tum ciplakliginla beyaz bir kumasin arasinda, farketmez, dupeduz olumdur.. hic bana carpe diem masallari okumayin.. yaptiginiz her seyin, yasadiginiz her gunun sizi daha da yaklastirdigi seyi, nihai amac olarak kabullenmek zorundasiniz..

ey hayatin her lezzetini tatmak isteyen ateist.. belki de tassak gectigin o kaderci dinsel senden daha yakin gercege.. aci dimi sunu okumak bile..
Bosver.. eninde sonunda, hepi topu yapabilecegin en anlamli sey, su satirlarin ardindan son izmaritini biraktigin salincaktaki kuller olacaktir..

cok sevdigin ve nefret ettigin bir semtte, cok sevdigin ve nefret ettigin bir parkta, cok sevdigin ama nefret ettigin bir dizinin, cok sevdigin ama nefret ettigin muzigi calarken.. cok dinlemek isteyip her caldiginda daha cok nefret ederken...



bisey dicem,
siktiret
Published with Blogger-droid v1.7.4

Chrome Apps

Browser arenasına yeni katılan ve kısa sürede bir çok kişinin “işte budur” dediği Google Chrome ‘a ait , Firefox kullanıcılarının eklentiler başlığından tanıyacakları Chrome WebStore'a bakacağız..
Bilgi Teknolojileri ile alakadar olduğunu iddia eden ve bu işten ekmek yiyen birisi olarak çok geç kaldım bu işi araştırmakta, bu sırada biriken onlarca uygulama arasından çokça tikkat çekenleri benimle paylaşıp iş yükümü azalttığı için elektroniğe amatörce meraklı ama review kabiliyetine güvendiğim (ki Türkiye’de review işi ayrı bir bombadır, buna da ileride değinmek lazım) arkadaşım chill out ‘a teşekkürlerimi de buradan iletmiş olayım. Son derece muhalif, aksi mi aksi, huysuz bişeydir. Takip ediniz, tavsiye ederim.

Öncelikle benim de iş amaçlı uygulamalar dışında kullandığım ana/tek browser olan chrome ‘dan azıcık bahsedesim var. Chrome, internet dünyasındaki çoğu uygulamayı sıfırdan kendi bakış açısıyla geliştirip bu (sayede) konuda ciddi başarı sağlayan Google ‘ın browser konusundaki bana göre atarlı çözümü. Bu yazıyı genel bir chrome tanıtımı olmadığından çok fazla Chrome özelliklerine ayırmak istemediğimden özet geçeceğim; Chrome çok hızlı ama çok fazla miktarda RAM kullanan bir browser. ( Test yapılan ana ortamlar: Intel P8700 CPU ve 4GB RAM üzerinde Win7 Ultimate x64 , Intel P4 640 CPU ve 2GB RAM üzerinde WinXP x86) Eylül 2008’de beta, Aralık 2008’de de halka açık versiyonu salık verilen Chrome, Temmuz 2001 itibariyle %22 ile en çok kullanılan üçüncü browser olarak görünüyor. (IE: %40,9 FF: %26,8 Kaynak )

Browser savaşları muhabbetine çok girmek istemiyorum, ancak zamanında Firefox deneyip pek bir avantajını görememiş (küfretmeyin amk, beğenmedik işte), uzun süre IE’ye dayanmış ancak Chrome ‘u ilk günden beri kullanan birisiyim. Ancak az yukarıda söylediğim can acıtan bir şey var, “iş amaçlı kullanımlar dışında” Chrome kullandığım.. İş amaçlı kullandığım yazılımlar amatör dandik şeyler değil, isim vermeyeceğim Dünya çapında konularında en iyi yazılımlar arasındalar, ancak Chrome desteklemeleri gerektiği konusunda ikna olmamaları yeterli sanırım üzülmek için. Şu görseli paylaşmadan da geçmek istemedim, üzüldüm IE'nin haline.. Yazık la bunun da anası babası var..



Başlıktan da anlaşılacağı üzere konu Chrome apps. Sonra canım isterse beğendiğim uygulamaları da tanıtabilirim, ama biraz yoruldum şu işle uğraşırken başka boklara da bakmaktan, uykum da geldi, keyfimi bekleyeceksiniz artık.

Chrome bu bokları yiyebileceğimiz uygulama tükkanına webstore adını vermiş. Fena değil, ancak Apple bu konudaki isim mükemmeliyeti konusunda hala bir numara, AppStore (Amazon.com Android için geliştirdiği uygulama tükkanına da AppStore adını vermiş ve mahkemede bunun Application Store gibi tescili olamayacak genel bir isim olduğunu savunmuştu. Noldu hacı o iş? Tembellikten takip etmedim, haberi olan varsa yorum yapsın söylesin)
Chrome WebStore'a erişmek için http://chrome.google.com/webstore adresine gidiyoruz. Aşağıdaki ekrandan da göreceğiniz üzere sistem tercihlerim doğrultusunda hemen her uygulama/sayfa İngilizce karşılıyor beni. Türkçe 'nin zenginleştirilmesi ve düzgün kullanılması için yapılan her çalışmayı desteklerim, ancak ben kişisel olarak hiç bir eletronikte Türkçe çalışamıyorum ve bundan vazgeçmeye de niyetim yok. Babama telefonda destek vermeye çalışırken "kontrol paneline tıkla" deyip, sonra 10dk boyunca "öyle bir şey yok ki" cevabına delirmiş insanım nihayetinde.














Chrome WebStore 'u daha önce açmadıysanız benim de ilk açtığımda verdiğim tepkiyi vereceğinizi tahmin ediyorum. Hassktir Angry Birds! Merak edenlere, evet PC 'de Angry Birds! (BlackBerry sahipleri burada aramızdan ayrılıyorlar..) Çok basit olan nasıl yükleyecem kısmını Angry Birds üzerinden göstereceğim, böylece sanırım bir kaç uygulama tanıtmaya vaktimiz kalacak.

Şakkadanak Angry Birds görseline tıklıyoruz ve karşımıza uygulamayla ilgili detaylı bilgilerin olduğu bir sayfa çıkıyor, kimsenin sikine takmayacağından emin olduğum dil, versiyon, indirilmesi sayısı gibi şeyler, yukarıda ise Add to Chrome, aradığımız bu!



Bu işlemi yaptığınızda daha önce mevcut Chrome üzerinden herhangi bir Google servisine log-in olmadıysanız, kendinizi bir tanıtmanızı isteyecek Google. Burada benim gibi birden fazla Google hesabı kullananlar çekinmesinler, uygulama browser'a gömülüyor, kullanıcı bilgilerinize sonraki aşamalarda gerek yok.

Bundan sonra Chrome 'u açtığınızda bookmarkların veya recently visited bölgesinin üst kısmında Apps başlığı altında uygulamalarınızı görebilirsiniz. (Hayır Arda Yıldırım değilim, kim olduğunu da şu an çıkartamadım, İlke E.. de değilim)


Buradan sonra tek yapmanız gereken kullanmak istediğiniz uygulamaya tıklamak. Tamamı destekliyor mu bilmiyorum, ancak Angry Birds 'ü offline oynayabiliyorsunuz, bu oldukça güzel bir özellik. BlackBerry kullanan değerli dostlarımız uçaktayken Angry Birds oynamak isteyebilirler diye düşünmüş Chrome'un geliştiricisi arkadaşlar.

Elbette bu güzelim özelliği sadece oyun oynamak gibi amaçlarla mundar etmeyeceğiz. Örneğin chill out 'un verdiği ilk örneklerden biri Google Search gibi çalışan bir Ekşi Sözlük arama uygulaması olması.

Açılış sayfasında sol tarafta bir çok şekilde kategoriyi görebiliyoruz. Education, Entertainment, Family, Games, Lifestyle, News&weather, Productivity, Shopping, Social Comm., Utilites şeklinde kategorilere sahibiz. Productivity bu tarz şeylerde hep ilk dikkatimi çeken, ne bok yemeye var olduğunu anlamadığım bir kısımdır.. Tıkladığımda Featured kısmında Aviary Image Editor, World Time Buddy, Large Document ; Popular kısında ise Inspirational Quotes, Aviary Audio Editor, Zoho Docs gibi uygulamalar görüyoruz.. Amk bunlar Utility işte, ne skime kasıyorsunuz? Google bu tarz sadeleştirme işlerinde çok iyidir, ama bu uygulama dünyasında taa Windows Mobile, Symbian falan günlerinden kalma Amerikan tarzı bi eblek ayrıştırıcılık mevcut, o yüzden siklememek zorunda hissedip bırakıyoruz.

Android Market alışkanlığından kalma bir sapıklıkla hemen Search kısmına Turk yazıyorum. Apps kısmında bir bok çıkmıyor, Extensions kısmında ise biri News&Weather da görünen, biri kategorisiz listelenen iki adet Haber Turk adlı uygulama çıkıyor, bir de Radyo Dinle adında bir uygulama. Turkey dediğimizde ise bol bol hindi temalı oyundan başka bir bok çıkmıyor. Milliyetçi bir insan değilim, milliyetçilikle ilgili görüşlerimi bir ara aktarırım, sadece bu dijital dünyada ne durumda olduğumuzu görmek istiyorum zaman zaman. Neticede akıllı bir uygulama geliştirici bu topraklardaki insanlara hitap edecek bir uygulama yaparsa keywordler arasında Turk, Turkey olacaktır.


Evet.. işin aslı, yazının giriş kısmı çenem düşük olduğundan ötürü çok uzadı ve chill out benim store'a kendim bakarımımsı anlatımımdan ötürü bana beğendiği uygulamaları söylemekten vazgeçmiş. (tehdit ettim, gönderecek)
İkinci bir yazı olsun, daha fazla uygulamalara odaklanmış bir yazı yazmış oluruz.


bişey dicem..
Chrome rocks!

7 Ağustos 2011 Pazar

bu gece

ağızda sigara, kol omuzdan aşağı camdan sarkıyor, son ses offspring - pretty fly çalmakta teypte.. benzinliğe hınzır bir giriş yapıyor, marketin önüne çekiyorum.. saat 23.00 suları olduğu halde güneş gözlüğü kafada (migrenim de var ama).. nasıl bir karizmayım, anlatamam, anlamak da istemezsiniz.
tüm bakışların üzerimde olduğunu bilmenin verdiği rahatlık ve heyecan karışımı duygu ile kendilinden içeri çekilen göbeğim ve ben marketten içeri giriyoruz. bu an çok kritiktir arkadaşım.. hayatta her zaman bu tip anlarla karşı karşıya kalacaksın ve son yapman gereken şey benim gibi "6 koli ice tea limon light alacaktım" demek olmalı..
sit-com'lardaki "auuuuuw" sesini işittim kulağımda, ama yüksek seviyede gerizekalı olmanın verdiği o doyumsuz rahatlık sayesinde hiç huzursuz olmadım..
"şans abi, biraz da şans olacak insanda" derler ya hep.. kasadaki zat ice tea'den sonrasını duymamış olsa gerek ya.. kampanya devam etti ama mıdımıdı bıdıbıdı bişey dedi.. rtük'ün dallama marka yasağı / gizli reklam takıntısı yüzünden sinir krizi geçiren biriyim, o yüzden araya tıkıştırıyorum. shell'deki geleneksel ot bok indirimlerinden bir tanesi, 6 tane icetea kutu, 5tl. kolayı azaltma çalışmalarında sanırım 35. kolimi aldım ben de.. whatever... adama buyur kardeş dememle beraber "kampanya devam ediyor ama light kaldı sadece dedi". işte bu.. ürünü satan kişinin de sadece sikkolar kaldı demesi ve benim de zaten o sikkolara talep halinde olmam.. benzinliğe girerken kestiğim minicooperlı güzel bir hatun vardı, o anda hissettim ki "ben bu benzinciden   bir şey alamam" dedi ve sessizce arkasını dönüp gitti..
aldım ice tealerimi, dayanılmaz huzurlu bir eziklik içerisinde artık kendini dışarıya salmış olan göbeğimle bindik arabaya.. içimdeki apaçi yeniden canlandı, telefon teybe bağlandı ve pretty fly kaldığı yerden devam etmeye başladı..
o esnada artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmadığını farkettim.. "gençlik geziyor ağbi" diyen pompacı, "ulan bu yaşlarımda ben de az fırlama değildim" diyen amca yoktu artık.. "şöyle pis bir serseriye vermeyeli çok olmuştu" diye içinden geçiren hatun zaten gitmişti.. bir anda tüm bakışlar üzerime geldi "be amk ne gürültü yapıyorsun lan" cümleleri çıktı tek tek gözlerden..
kuyruğumu kıstırıp sesi de azalttım.. evin önüne geldim.. bugün 6 ağustos değil mi? evet bugün söktürdüğüm kış lastiklerimi de aldım, bindim asansöre..
sığınmıştım sonunda inime, burda benden karizması yok.
açtım ice tea light, yaktım muratti one bir tane...
neyse ki cam4 var hacı...sabahlar olmasın..

4 Temmuz 2011 Pazartesi

kim lan bu bisey dicem?

hakkımdanın uzunu olsun biraz..
dediğim gibi... pipiliyim öncelikle yalnız herkes bunu bilsin yani..
ben burada canım ne isterse onu yazacağım.. gerçek hayatta bile belli başlı konulara kanalize olamamış "wikipedia mısın be amk" diye dalga geçilmiş, "bunu da bilme amk" diye azarlanmış "amk" diye çağırılmış bir kişiyim ben.. hiç bir konuda profesyonelleşemedim, burada da herhangi bir konuda bir şey diyemeyeceğim, aklıma eseni yazacağım.
kimi zaman siyaset de olur, kimi zaman boş beleş şeyler. beni 75 milyonun okuduğu triplerinde olacağım tabii ki, bunu bozmazsanız sevinirim.. ve evet dediğim gibi burada anonim olacağım, ama zaten 3 kişiden fazla olmayan bir çevrem olduğu içün, olur da 5. 6. kişiler okumaya başlarsa zaten adımı biliyor olacaklar.. o yüzden bunu "public" hale getirmenin manası yok diye düşünüyorum. "olm var ya ben o ibnenin adını biliyorum ama söylemem" diye milletle gıyabımda taşşak da geçmeyin "o ibnenin adı hede hödö" diye benim söylemek istemediğimi söylemeye de kalkmayın.

pipiliyim, 30uma daha gelmedim çok şükür, en arabesk tabirle çokça konuda feleğin çemberinden geçtim, ibrahim tatlısesten sonra halkın oxfordundan en yüksek dereceyle mezun oldum.. istanbulda üniversite çoktu da benden bir bok olmadı, ben de kendimi geliştirmeye kalktım, o da olmadı ama işte iki kelime bir şey biliyorsam o da bu boktan ekran sayesinde oldu.

balık baştan koksun diyenler için..
sol diye kestirip atabileceğiniz bir siyasi görüşe sahibim.
rahatsız olduğum seviyede agresifim, ancak kelimeleri çoğu zaman seçerek kullanırım, birinin canını yaktıysa söylediklerim, genellikle bilinçsiz değildir. ancak kimseye de hakaret etmek istemem dümdüz. rahatsız olduğunuz bir konu olursa, direkt bana ya da savcılığa müracaat edip düzeltmem konusunda beni bilgilendirebilirsiniz, haklı olduğunuzu düşünürsem düzeltirim.
elektroniğe oldukça meraklıyım.
kış sporlarının ve kışın kendisinin hastasıyım.
 yazı sevmem, yazın olan çoğu şeyi sevmem, turistlerle dolu herşey dahil tatil köyleri dışında, pipiliyiz neticede, işlevsiz de olsa elimle aramın iyi olması izlemek ve keyif almak için yeterli.

kısa hakkımda kısmında da değindiğim gibi biseydicem.com aslında çok fazla şeyin olabileceği, manyak fikirler ve sıfır üretilmiş proje taşıyan bir .. fikir?.. şimdilik bununla idare ediyoruz, ama ben bunları yazarken biseydicem.com açılmıyor, o da allahın takdiri olsa gerek..
ertesi gün oldu, forwarding hala çalışmıyor. goddady oruç tutuyor olsa gerek.